26 Şubat 2011 Cumartesi

Su Kasidesi (Günümüz Türkçesiyle)

Ey göz! Gönlümdeki ateşlere gözyaşından su saçma, artık böyle tutuşan ateşlere su fayda etmez.

Dönüp duran kubbenin rengi su rengi midir, yoksa gözümden akan su devreden kubbeyi mi kaplamıştır, bilemem.

Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim akarsu da gelip geçerken duvarda yarıklar açar.

Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi yaralı gönlüm de senin ok temrenine benzeyen kirpiklerinin sözünü korkarak söyler.

Bahçıvan gül bahçesini sele versin, boş yere zahmet çekmesin; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.

Hattatın gözlerine bakmaktan kalem gibi kara su inse de gubârî yazısını senin yüzündeki tüylere benzetemez.

Yanağını hatırladıkça kirpiklerim ıslansa bunda şaşılacak ne var? Zira gül elde etmek için dikene su vermek boşa gitmez.

Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin bakışını esirgeme; (zira) karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir.

Gönül! Onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste ve ayrılığında özlemimi yatıştır; susuzum, bu çölde bir defa da benim için su ara.

Ben dudağını özlüyorum, sofular da Kevser istiyorlar. Nitekim sarhoşa şarap içmek aklı başında olana da su içmek hoş gelir.

Su, senin mahallenin bahçesine doğru durmaksızın akar gider. Galiba o hoş yürüyüşlü serviyi andıran sevgiliye âşık olmuş.

Toprak olup su yolunu o mahalden kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, o yere varmaya bırakmam.

Dostlar! Eğer onun elini öpme arzusuyla ölürsem, toprağımdan testi yapın ve sevgiliye onunla su verin.

Servi kumrunun yalvarmasından dolayı dikbaşlılık ediyor. Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi vazgeçirir.

Gül fidanı bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor; bunu, ondan suyun gül dallarının damarlarına girmesi kurtarabilir.

Su, Hz. Muhammet'in yoluna uymuş ve bu hâli ile dünya halkına temiz yaratılışını açıkça göstermiş.

İnsanların efendisi, seçme inci denizi olan Hz. Muhammet'in mucizeleri kötülerin ateşine su serpmiştir.

Katı taş, peygamberliğin gül bahçesinin parlaklığını tazelemek için ve onun mucizesinden dolayı su çıkarmıştır.

Hz. Peygamer'in mucizeleri dünyada uçsuz bucaksız bir deniz gibi imiş ki ondan ateşe tapanların binlerce mabedine su ulaşmış ve onları söndürmüştür.

Mihnet günü ensâra parmağından su verdiğini kim işitse hayret ile parmağını ısırır.

Dostu yılan zehri içse onun için ölümsüzlük suyu olur. Düşmanı da su içse elbette yılan zehrine döner.

Abdest almak için el uzatıp gül yanaklarına su vurunca sıçrayan her su damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır.

Su ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan taşa vurarak ömürler boyu durmaksızın başıboş gezer.

Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler hâlinde ışık salmak ister. Parça parça da olsa o eşikten dönmez.

Sarhoşlar içkiden sonra gelen baş ağrısını gidermek için nasıl su içerlerse, günahkârlar da senin na'tının zikrini dillerinde tekrarlamayı dermen bilirler.

Ey Allah'ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı! Susamışların sürekli su diledikleri gibi ben de seni özlüyorum.

Sen o keramet denizisin ki Mi'rac gecesinde feyzinin çiğleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmıştır.

Senin kabrini onaran mimara su lâzım olsa, güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel su iner.

Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış ama o ateşe senin ihsan bulutunun su serpeceğinden umutluyum.

Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzûlî'nin sıradan sözleri nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su damlası gibi birer inci olmuştur.

Kıyamet gününde gaflet uykusundan uyanan düşkün göz, hasretten su döktüğü zaman, mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat çeşmenin su vereceğini, mahrum bırakmayacağını ummaktayım.

Fuzûlî

24 Şubat 2011 Perşembe

Nilüfer - Kar Taneleri



Alıcı kuşlar gibi başımın üstünde dönüp durmayın
Alıcı kuşlar gibi başımın üstünde dönüp durmayın
Kol kola girip yalnızlığımı vurmayın yüzüme, kar taneleri
Kol kola girip yalnızlığımı vurmayın yüzüme, kar taneleri

Ah özledim hemde çok özledim, ezberledim beklemeyi
Özledim hemde çok özledim, ezberledim beklemeyi
Yollar benim umudumdur, yolları kapatmayın
Yağmayın yollarıma, durun kar taneleri

Yollar benim umudumdur, yolları kapatmayın
Yağmayın yollarıma, durun kar taneleri

Alıcı kuşlar gibi başımın üstünde dönüp durmayın
Alıcı kuşlar gibi başımın üstünde dönüp durmayın
Kol kola girip yalnızlığımı vurmayın yüzüme, kar taneleri
Kol kola girip yalnızlığımı vurmayın yüzüme, kar taneleri

Ah özledim hemde çok özledim, ezberledim beklemeyi
Özledim hemde çok özledim, ezberledim beklemeyi
Yollar benim umudumdur, yolları kapatmayın
Yağmayın yollarıma, durun kar taneleri

Yollar benim umudumdur, yolları kapatmayın
Yağmayın yollarıma, durun kar taneleri...

Britney Spears - Hold It Against Me

Nilüfer & Şebnem Ferah - Erkekler Ağlamaz

Nilüfer & 12 Düet Albümünden Fotoğraflar






Nilüfer

Türk Pop Müzik tarihinin en önemli sanatçılarından Nilüfer, 31 Mayıs 1955 yılında Cihangir’de doğdu.

1970 yılında, henüz İstanbul İtalyan Lisesi’nde öğrenciyken, katıldığı Hafta Sonu Gazetesi’nin Altın Plak Ses Yarışması’nda aldığı birincilik geleceğini belirledi.

1972 yılında “Kalbim Bir Pusula” adlı ilk 45’liğini Odeon Plak’tan piyasaya çıkardı. Ancak asıl çıkışını 1973 yılında yaptığı “Dünya Dönüyor” adlı 45’liği ile yakaladı ve yılın kadın şarkıcısı seçildi. Daha 17 yaşındayken bütün Türkiye ondan bahsetmiş ve yaşından fazla ödül almıştı.

İlk sahne deneyimini, İzmir Fuarı’nda Zeki Müren’in assolist olduğu kadroda çıkarak yaşadı.

“Dünya Dönüyor”un da yer aldığı ilk albümü “Nilüfer’74”teki “Göreceksin Kendini”, “Aldanırım Sana” ve “Başıma Gelenler” gibi şarkılar, Türk pop müzik tarihinin unutulmaz klasikleri arasına girdi.

1975’te, Alman yapımcılardan gelen plak teklifini kabul ederek “Miss Nilüfer” ve “Ali” adlı 45’lik plakları yaptı.

Aynı yıl, “Oh Ya”, 1976’da “Of Aman Aman” ve 1977’de “Kim Arar Seni” adlı 45’likleri çıkarttı.
Satış rekorları kırılmış, listeler altüst olmuştu.

1978 yılında “Grup Nazar” ile birlikte Türkiye’yi TRT adına Paris’te Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil etti. Aynı yıl, “Nilüfer Müzik” ve “Nilüfer 15 şarkı” uzunçalarlarıyla 25 şarkısı da dikkat çekti.

“Nilüfer’79”, “Nilüfer’80” ve “Sensiz Olmaz” adlı albümlerini, “Nilüfer’84” adlı albümü izledi. Albümün hitleri arasında “Varsa Söyle”, “Dönsen Bile”, “Kar Taneleri” gibi unutulmaz şarkılar da vardı. Bu albümle birlikte Nilüfer, Kayahan bestelerine yer vermeye başladı.

Nilüfer, 1985 yılında “Bir Selam Yeter” adlı albümünü çıkardı. Bu albümün en büyük özelliği; sözü, müziği kendisine ait ilk şarkı olan “Erkekler Ağlamaz”ı da içermesiydi.

1986 yılında, Antalya Aspendos’ta yapılan “Uluslararası Akdeniz Şarkı Yarışması”na katıldı ve Kayahan’ın “Geceler” adlı bestesini yorumlayarak ülkemize birincilik getirdi.

1987 yılında ününü pekiştiren ve onu dünyaya tanıtan “Geceler” adlı albüm piyasaya çıktı. Bu albümde “Geceler”, “Tek Başına”, “İspanyol Meyhanesi”, “Sensiz Yıllarda” ve “Seni Beklerim Öptüğün Yerde” gibi birçok hit vardı.

1988’de yaptığı “Esmer Günler”i, 1990’da yine satış rekorları kıran “Sen Mühimsin” adlı albüm izledi.

1992’de çıkan “Yine Yeni Yeniden” adlı albümde yer alan “Şov Yapma”, “Yeniden Sev”, “Haram Geceler”, “Kavak Yelleri” gibi birçok şarkı hit oldu ve bu albüm bir milyondan fazla satış yaparak en çok satan albümler arasında yer aldı. Nilüfer, bu albümde Onno Tunç, Adnan Ergil ve Kayahan gibi zamanın en iyi bestecileriyle çalıştı.

Bu albümü, 1994’te “Ne Masal Ne Rüya” adlı albüm izledi. Albümün hitleri arasında “Eğrisi Doğrusu”, “Son Perde”, “Sevgi Tam Olmalı”, aynı zamanda Bosnalı çocuklar için hazırlanan “Bosna’da Bıraktım Kalbimi” adlı şarkı da yer aldı.

1996 Eylül’ünde çıkarmış olduğu “Nilüfer’le” adlı albümde Kayahan’a ait “Mavilim”, “Çok Uzaklarda” gibi şarkılara yorumuyla hayat verirken, Adnan Ergil ve Fahir Atakoğlu’yla da birlikte çalıştı. Bu çalışmasıyla başta Kral TV Video Müzik Ödülleri olmak üzere birçok ödüle layık görüldü ve 1996 yılının en iyi kadın sanatçısı seçildi.

14 Kasım 1997’de Türkiye’de ilk kez bir sanatçı UNICEF’in iyi niyet elçisi ve Türkiye temsilcisi seçildi. Nilüfer uzun yıllar bu görevini sürdürdü.

1998 Şubat’ında, 70’li yıllarda söylemiş olduğu hit şarkıları, bir “best of” olan “Yeniden Yetmişe” adlı albümde topladı. Bu albümde 13 Nilüfer hiti vardı. Bu hitlerin arasında “Dünya Dönüyor”, “Başıma Gelenler”, “Kim Arar Seni”, “Ağlıyorum Yine”, “Son Arzum” gibi klasikler vardı.

2001 Nisan’ında “Büyük Aşkım” adlı albümü piyasaya çıktı. “Söz Güzelim”, “Beni mi Buldun”, “Büyük Aşkım”, “Anlat Arkadaşım” gibi şarkılar bu albümün öne çıkan şarkıları oldu.

19 Haziran 2003 tarihinde piyasaya çıkan “Olur mu Olur mu? - Gözünaydın” adlı albümüyle “Gözünaydın”, “Hey… Bakar mısın?”, “Acılara Son”, “Aşkım” adlı şarkılarıyla hayranlarını bir kez daha büyüledi.

2004 yılında Odeon firmasıyla ülkemiz müzik piyasasında bir ilki gerçekleştirdi. Bazıları 45’liklerden albümlere girmemiş, bazıları ‘demo’ olarak raflara kaldırılmış şarkılar, LP’lerden disklere transfer edildi.

5 Aralık 2005’te kendi beste ve sözlerinin ağırlıkta olduğu “Karar Verdim” adlı albümünü piyasaya çıkardı. Sanatçı bu albümüyle, MÜYAP tarafından altın plak almaya hak kazandı.

2008’de çıkardığı söz ve bestesi kendisine ait olan “Sen Beni Tanımamışsın” adlı single’da Suat Ateşdağlı ve Hüseyin Karadayı ile çalıştı.

Nilüfer, 2009 Haziran’ında çıkarttığı “Hayal” adlı albümünde, hem kendi söz ve bestelerine yer verdi hem de birçok değerli müzisyenle birlikte çalıştı. Türkiye’nin birbirinden önemli isimleri Adnan Ergil, Mete Özgencil, Fahir Atakoğlu, Sinan Akçıl gibi besteciler ve Ozan Çolakoğlu, Devrim Karaoğlu, Mustafa Ceceli ve Buğra Uğur gibi aranjörler bu albüm için bir araya geldi.

Nilüfer, 2010’un Ocak ayında, söz ve müziği Sinan Akçıl’a, düzenlemesi Ozan Çolakoğlu’na ait olan “Zalimin Kararı” adlı single’ı çıkardı.

Nilüfer’in Rock müzisyenleri ve solistleriyle yaptığı 12 Düet adlı albüm de 3 Şubat’ta müzikseverlerle buluştu. Düzenlemesini Attila Özdemiroğlu’nun yaptığı "Sensiz olmaz" dışında, diğer tüm şarkıların düzenlemelerini grupların kendileri yaptı.


Kaynakça : http://www.niluferonline.org/

23 Şubat 2011 Çarşamba

Eskimeyen Aşk

Eskiden miydi o zamanlar?
Her an birlikte olduğumuz
O saf, o masum zamanlar
Anılarda mı kaldı şimdi
O güzelim zamanlar...

Zaman bir tek bizim için mi geçti sevgilim
Geceler sensiz, gündüzler ıssız
Hiçbir anlamı yok sensiz geçen günlerde hayatımın
Sensiz ve ıssız hayatımın, çaresiz...

Çocukluğumdan yadigâr o zamanlar
Eskimeye başlamış o anılar
Hepsi yoksul şimdi, sensiz
Senin hasretinle sarmalandılar
Tıpkı ben ve yaralı yüreğim gibi...

Neden değişti her şey
Her defa keşke diyorum
Senin için değil, senin yüzünden de değil, 
Alınma bana mağrur sevgilim...
Keşke gönlüm sözümü dinlese diye...
Keşke her şey eskisi gibi olabilse diye...

Hasretim sanaydı hep, geçmişe değil
Bütün bunların nedeni neydi, ne oldu bize
Zaman mı değiştirdi her şeyi, bilmiyorum
Keşke bilseydim, bilebilseydim...
Keşke...

Bu uğursuzluk nereden geldi başımıza, söyle sevgilim
Niye ayrıldık birbirimizden, neden bıraktın beni
Oysa hislerim hep aynıydı, hiç unutmadım seni
İlk günkü gibi taze, çocuksu ve masum hislerim...

Sen iste, hemen düşerim yoluna, arar, bulurum seni
Çocukluğumdaki gibi umut dolu ve yapayalnız yüreğimle...
Yeter ki, bir umut ver, bir nedenim olsun
Hayallerim ile rüyalarım gerçek, 
Kalbim yeniden ait olduğu,
O eski sevgiliyle olsun!
Küçücük bir an dahi olsa...
Nil